18 Ekim 2007 Perşembe

YUSUFTUTAN

Eylül2004-
Sevdiğimiz ,bir o kadar da saygı duyduğumuz garip bir kuştur yusuftutan. Oldum olası yusuftutanları severim ,seyretmeyi de çok severim . Onları izlediğinizde ‘mazlum,zarif,fakir,zayıf,şaşkın,gariban’ gibi duygular uyandırırlar sizde. Bazıları ‘aptal bir kuş’ derlerse de, onlara pek iyi gözle bakılmaz.Çocukken , rahmetli nenem bu kuşun “Yusufu tutun-Yusufu tutun” diye öttüğünü söyler , Hz.Yusuf (as) kıssasını anlayacağımız kadarıyla anlatırdı.Urfa’nın en haşarı çocukları bile dokunmazlar onlara. Bunun verdiği rahatlıktan mıdır bilmem insanlardan pek korkmazlar , ortalıkta kimselere aldırmaz, gezinir dururlar.Diğer kuşlardan bir diğer farkları da olur olmaz yerlere yuva kurmalarıdır. Biraz çer- çöp,ip ve bez parçasını; balkona ,pencere kenarına damın bir tarafına bırakır ve yumurtlayıverirler. Tabi hafif bir rüzgarda hepsi uçuşur yumurta açıkta kalıverir.Garibimin ömrü çer-çöp toplamak ,bir yandan da uçuşanların yerine yenilerini toplamakla geçer.Bu telaşla geçen günlerde doğru dürüst bir yuvası olmadığı gibi yumurtaları da genellikle telef olur gider...
Acaba bizim yaşamımız da yusuftutanlar gibi çer çöp toplamakla mı geçiyor ? Çer-çöp toplama telaşından evlatlarımıza yeteri kadar zaman ayırabiliyor muyuz ? Çocuklarımızın geleceklerini ; sadece bir eşya bir mal gibi mi yoksa ahirete yönelik kaygılarla mı değerlendiriyoruz ?
Günlük yaşantımızda imkanımız ölçüsünde çağın teknolojik araçlarından yararlanırız.Yararlanmalıyız da. Ama bunun bir dengesi olmalı.İmkanlarımızı bilmeli ,tüketimimiz sınırsız ve sorumsuz olmamalı.Moda ,reklam ve markaya da kapılmamalıyız. Buzdolabı,çamaşır makinesi,bulaşık makinesi, elektrikli süpürge,fırın,misafir odası takımı , oturma odası takımı ,yatak odası takımı ,çocuk / genç odası,araba,ev ,yazlık...
Günlük konuşmalarımız da ; “Siz hala o eski makine halısını mı kullanıyorsunuz ,ne ayıp!” ”Senin cep telefonun hala o kamyon takozu mu? “ “ Bizim koltuklarımız televizyon da her akşam reklamı çıkandan!” “ Onlar bütün beyaz eşyalarının eskisini vermişler ,indirimle yenilerini almışlar...Taksitle canım önemli değil ki taksitle.” Bir yandan eşya alırsınız... ” Ayda 99999 lira taksitle ! Hem de kredi kartına on beş taksit! Önemli değil ki, bu fırsat kaçmaz.” cümleleri bizlere hiç yabancı gelmez. Taksitleriniz biter ,biter bitmesine de bu arada aldıklarınız da eskimiştir , zaten modası da geçmiştir. “Olur mu ,el alem ne der sonra?” bir daha taksite girersiniz,bir daha,bir daha...
Ömrümüz böyle eşya taşımakla geçer , çer-çöp taşıyan yusuftutanlarımız gibi...Eşyaya para yetiştirmekten dünyada ve ahirette yararı olacak yatırımlar yapmaya da fırsat bulamıyoruz bir türlü. Sıra gelmiyor ki.
“Bu ümmetin fitnesinin ‘ mal ’ olacağı”nı haber veren Yüce Peygamberimizin uyarısını unuttuk mu? Tüketim alanımızı Allah’ın emir ve yasaklarıyla sınırlandırıyor muyuz ? Hepimiz bunları yeniden düşünmeliyiz.Kapitalizmin ; tüketen , sadece tüketmeyi düşünüp bunun için yaşayan , bütün ömrü “aşhane-işhane-yatakhane” arasında bir hortum olmamızı isteyen yaşam tarzından kendimizi bir an önce kurtarmalıyız…

Hiç yorum yok: