18 Ekim 2007 Perşembe

ÇEVRE ,TEMİZLİK VE BİZ

Dinimizde tabiat Allah’ın ayetlerinden bir ayettir. “Yakin derecesinde inanacaklar için yeryüzünde de Allah’ın ayetleri vardır.” Yani tabiat okunmayı bekleyen bir Kur’an’dır bize göre. Onu tahribe teşebbüs etmek Kur’an’ı tahribe teşebbüs etmek gibidir. Nasıl kitabını tahrif eden toplumları sosyal kıyametler bekliyorsa,tabiatı tahrip eden toplumları bekleyen de tabii bir kıyamettir.
Görevimiz havamızı,toprağımızı,suyumuzu kısacası çevremizi korumak ve temiz tutmak olmalıdır. Kurallara göre sulanmayan ve gübrelenmeyen tarım arazilerimizin tuzlanıp çölleştiği herkesin malumudur. Şehrimizde yaşayan insanların özellikle kış mevsiminde bol dumanlı havayla soluk aldıkları ise ortada. Şehir içindeki mobilya imalatçıları ile yeni yapılan inşaatların ,kapı pencere gibi doğramalarının inşaatların girişindeki atölyelerde imal edilmesi çevredeki komşularının vernik ,tiner ,boya vb uçucu maddeleri solumalarına ve gürültü kirliliğine yol açmaktadır. Hemşehrilerimizin ciğerlerine yapılan bu ihanetin bir an önce bitmesini diliyoruz.
En güzel örnek olan Allah Rasulü (as) “İman 73 şubedir,en küçüğü yoldaki bir engeli gidermektir.” buyurmuştur. Belediye yöneticilerimizin en kısa zamanda yollarımızı çağa uygun hale getireceklerine inanıyoruz.Peki bu konuda bize düşen görev nedir hiç düşündük mü? Sadece şikayet edip söylenmek mi ? Bahçelievler semtimizde alt yapı çalışmaları yapıldı biliyorsunuz. Haftalarca toz toprak içinde kaldık.Asfalt çalışmalarının başlamasından birkaç gün sonra bir vatandaşımızın yeni asfaltı kazdırarak apartmanına su hattı kazdırdığını gördük.Acaba bu işi asfalt çalışması yapılmadan önce yapamaz mıydı. Yine farklı bir semtimizde asfalt çalışmasından hemen sonra dükkanının önünü yıkayıp suları henüz dumanları tüten asfalta süpüren ,kendisini uyaran görevlilere sırıtan hemşehrimizi ibretle izlemiştim.
Esnafımızın bırakın dükkanlarının önünü süpürmeyi , çöplerini kaldırımın kenarına atmaları çok garip doğrusu . Şehrimizin , turistik veya zengin semtlerinde de durum aynı.Kısacası esnafımız çevre temizliğinden habersiz. Apartmanlarımızın bahçeleri içler acısı. Çöp torbalarının ve özellikle kullanılmış bebek bezlerinin çöp kutusu yerine balkondan aşağıya atılmasının mantığı nedir anlayamıyorum. Hemşehrilerimiz lütfen bu konuda da duyarlı olsunlar. Geçenlerde İstanbul’a bir haftalığına giden bir dostumuz bulundukları semtte kaldırımda yürürken, önündeki adamın boşalan sigara paketini avuçlayıp yola attığını , akabinde çevredeki pencerelerden ve esnaftan gelen uyarılar sonucunda utanarak sigara paketini yerden alıp cebine koyduğunu anlatınca umarız bizde bir gün aynı duyarlığı gösteririz diye dua ettim.
Mezarlıklarımızın temizliği için hafta sonları yapılan seferberliğe kaç Şanlıurfalı katıldık acaba. Halbuki hepimizin orada yakınları var ve sonunda da hepimiz oraya gideceğiz.
Şehrimizin kenar mahallerinde oturan vatandaşlarımız hayvan besleyerek hepimizin sağlığını tehdit ediyorlar . Hayvancılık yapacaklarsa ve tezek imal edeceklerse köylerine gitmeliler veya şehir dışında uygun bölgelerde ikamet etmeliler bu vatandaşlarımız. Yeni Devlet Hastanesinin hemen altındaki mezra bozuntusunda inek beslendiğini ve tezek imal edildiğini söylesem inanır mısınız bilmem. Sabahın erken saatlerinde koyun sürüleri ;sulama kanalından , Kasap taşına kadar olan bölgedeki çöp kutularını boşaltılarak ve kapısı açık unutulan bahçelerdeki çiçekleri yağmalayarak besleniyorlar. Ortalığı kirlettikleri de cabası. Lütfen yoksulluk edebiyatı da yapmayalım,bir çoğunun ekonomik problemi yok.
Anlatmaya çalıştığım birkaç çarpıklığın sadece yetkililerin uyarılarıyla değil biz vatandaşların yapıcı uyarı ve tepkileri ile ve ilgili kurumlara destek olmalarıyla düzelebileceğini düşünüyorum. Muhtarlarımızın görevleri sadece sorunları şikayet etmek olmamalı . Mahalleliyle ve yerel yönetimle işbirliği yaparak temiz bir çevre için çalışmalar yapmalarını ve vatandaşlarla bu konuda diyaloğ kurmalarını kim engelliyor ki?
Mahallemizde veya şehrimizde en güzel sokak ,en güzel bahçe ,en güzel balkon yarışmaları yapsak , kazananları ödüllendirsek nasıl olur acaba? Temizliğe uymayan apartman sakinleri ve esnafımız da ilgili kurumlarca uyarılmalı ve eğitilmelidir. Israrla temizlik kurallarına uymayanlar ise cezalandırılmalıdır .
Biz vatandaş olarak önce sorumluluklarımızı yerine getirmeli sonra da ilgili kurumlardan eksikliklerin giderilmesini istemeliyiz. Naci İpek Bey 1978 yılında çıkardığı “Anzılha” dergisinin isminin üstüne “Evveli nar ise nurdur inhitası Urfa’nın “ yani “Başlangıcı ateş ise de , Urfanın geleceği ışıl ışıldır.” Diye ne doğru yazmıştı. Yürekten inanıyoruz. Gelecekte Şanlıurfa’mızın imrenilecek bir kent olacağını ümit ediyoruz.
Tertemiz bir Şanlıurfa için el ele verelim.

E.Ahmet Hatip

Hiç yorum yok: