30 Ağustos 2010 Pazartesi

UNUTMAYALIM !


12 Eylül’de bir referandum yapılacak. Bu referandumda “Özgürlük ve Demokrasi başlığı altında Anayasadaki 26 maddede değişiklikler yapılacak. Bu maddelerin neleri içerdiği çeşitli yayın organlarıyla; broşür, bildiri, pankart ve afişlerle farklı ortamlarda açıklanıyor.

Bugünkü yazımızda referandumla değiştirilmesini istediğimiz bu maddelerden sadece birini; ‘darbecilerin niye yargılanması gerektiğini’ hatırlamaya çalışacağız. Hatırlamaya çalışacağız diyorum çünkü birçok insanımız o günleri unutmuş görünüyor. Gençler de yakın tarihimizi sağlıklı kaynaklardan yeterince okumamışlar anlaşılan.

Anayasa’nın geçici 15. maddesi; 12 Eylül darbecilerini, onların istediği gibi oluşturduğu Danışma Meclisi üyelerini ve Milli Güvenlik Konseyi’nin işbaşına getirdiği hükümetleri yargılanmaz ve hesap vermez duruma getirmiştir. İşte verilecek “ EVET” oylarıyla bu madde de değişecektir. Çünkü hukukun üstünlüğüne dayalı devletlerde yapanın yanına kâr kalması söz konusu olmamaktadır.

12 Eylül’deki Referandum’da bütün darbecilere ve bundan sonra da teşebbüs edeceklere gereken ders; “EVET” oylarıyla demokratik olarak verilmelidir.

Tarih kendisinden ders almayanlar için tekerrürden ibarettir. Unutanlar Anadolu insanının neler çektiğini yeniden hatırlamak zorundadır. Halkını düşman olarak görenler ve sürekli onlarla savaşarak vesayet rejimini sürdürenler o günlerin artık bittiğini görmelidir 13 Eylül’de.

Halkının her nefes almaya çalıştığında bir darbeye başvuranlar,bu darbenin altyapısını hazırlamak için de halkını kendi organizasyonlarıyla sağcı-solcu,kürt-türk, alevi-sünni gibi parçalara bölerek kavga ettirenler artık bilmeliler ki o devir 12 Eylül’deki referandumda halkın iradesiyle noktalanacaktır.

1960’ta halkın hükümetini darbeyle yıkanlar, Anadolu’nun Başbakan ve Bakan evlatlarını asanlar; 12 Eylül 1980’deki darbenin olgunlaşması için 5 bin 500 kişinin ölmesini sağlayanlar halkı birbirine düşürüp kavga ettirenler, darbe yaptıktan sonra da 50 Anadolu evladını asanlar; 28 Şubat’ta infaz edilen 17.800 faili meçhulün müsebbipleri 12 Eylül 2010’da yapılacak referandumda “EVET” oylarıyla Anadolu insanından gereken cevabı alacaklardır.

Referanduma gitmemek veya olumsuz oy kullanmak sadece darbecileri sevindirecektir. Hepimiz yapacağımız tercihten sorumluyuz. Anadolu insanı, çektiği zulümü unutmamalıdır. Anadolu insanı başları örtülü oldukları için okullarına alınmayan kız çocuklarını; YAŞ kararlarıyla ordudan atılan binlerce evladını; fişlenen milyonlarca insanını, kısacası ‘kendisine, kendi yurdunda kuduz köpek muamelesi yapanları’ unutmayacaktır ve Ergenekoncu artıklarının yanında yer almayacaktır.

Bizi yaratan “Zalimlere meyletmekten bizleri sakındırmıştır; sonra ateşin bize de dokunacağı” uyarısını yapmıştır.

Unutmamalıdır ki, sadece “EVET“ oyu vermekle yetinmekte pasifliktir. Anadolu çocukları bu referandum fırsatını kullanarak bu toprakların en büyük problemi olan vesayetçilere, halkın iradesine ipotek koyanlara gereken tarihi cevabı demokratik yolla, 12 Eylül’de “EVET” oylarıyla sandıkta vermelidir.

Tabi ki bu değişecek maddeler demokratik değişim sürecinde yeterli olmayacaktır. Yeni Anayasa, önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerden sonra kurulacak AK Parti hükümetinin çalışmalarıyla tamamlanacaktır. Bu referandumun ardından “Kendi halkıyla barışık; halkının hizmetinde ve halkı için var olan bir devlet; Orta Doğu’da, Orta Asya’da ve bölgesinde lider ve tam bağımsız bir ülke” olma yolunda azimle yürüyemeye devam edilecektir.

14 Ağustos 2010 Cumartesi

12 EYLÜL DEMOKRASİ BAYRAMI OLMALI


12 Eylül 2010'da yapılacak referandumda, bayram havasında sandığa gideceğiz ve "Anayasa Değişikliği Paketi"ni oylayacağız.


Anayasa Değişiklik Paketinin ne getirdiği, neleri kapsadığı, hayatımızı nasıl değiştireceği birçok yayın organında ele alınıyor. Bu günkü yazımda 12 Eylülün Anayasasına giden süreci hatırlatmak istiyorum.
Anadolu insanı, 12 Eylül darbe sonrası Anayasasının nasıl ve hangi şartlarda kabul edildiğini unutmadı. Hani oylamadan önce her türlü propagandasının serbestçe yapılabildiği ama aleyhinde konuşanların bile (uygun bir şekilde) uyarıldığı 12 Eylül Anayasası.


Her gün onlarca genç vatan evladının sağcı-solcu kamplaşmasıyla öldürüldüğü, bazı şehirlerimizdeki insanlarımızın ise Alevi-Sünni düşmanlığı körüklenerek statükonun projeleri doğrultusunda çatıştırıldığı, vuruşturulduğu günleri unutmadı. Tabi bu puslu ortamda gaza-çay şekerine-yemeklik yağa-mutfak tüpüne-bir paket sigaraya karaborsa uygulayarak, halkı soyarak köşe dönenleri ve insanlarımıza varlık içinde yokluk yaşatanları da unutmadı.


"Ülkeyi darbe ortamına hazırlamak için statükonun hazırladığı projeler sonucunda siyasal amaçla öldürülenlerin yıllara göre sayısı şöyleydi:
1974: 5 kişi,
1975: 27 kişi,
1976: 87 kişi,
1977: 265 kişi,
1978: 760 kişi,
1979: 993 kişi,
1980: 1.766 kişidir.
1974-1980 arasında (12 Eylüle kadar)
2.109'u sol,
1.286'sı sağ görüşlü,
268 diğer siyasi görüşlerden,
281 güvenlik görevlisi,
94 çocuk, 135 belirsiz,
toplam 5.388 kişi öldürülmüştü. "


12 Eylül darbesinden sonraki günlerde halkımıza reva görülenleri tekrar hatırlayalım:
* 650 bin kişi gözaltına alındı ve üç ay süren gözaltı süresinde ağır işkence gördü,
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi,
* Açılan 210 bin davada 230 bin kişi sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı,
* 7 bin kişi için idam cezası istendi,
* 517 kişiye idam cezası verildi,
* 124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı,
* Haklarında idam cezası verilen 50 kişi asıldı.Bunların 19'u sol,8'i sağ,23'ü adi suçlu idi,
* İdamları istenen 259 kişinin dosyası meclise gönderildi,
* 71.500 kişi Türk Ceza kanunun 141-142 ve 163. maddelerinden yargılandılar,
* 98.404 kişi örgüt üyesi olmak suçlamasıyla yargılandı,
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
* 30 bin kişi "sakıncalı" diye işten çıkarıldı,
* 18.525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
* 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı,
* 30 bin kişi mülteci olarak yurtdışına gitti,
* 366 kişi "kuşkulu bir şekilde" öldü,
* 644 cezaevindeki toplam hükümlü ve tutuklu sayısı:52 bin kişi idi,
* Cezaevlerinde 299 kişi yaşamını yitirdi,
* 171 kişinin "işkenceden öldüğü" belirlendi,
* 144 kişi " kuşkulu bir şekilde" öldü,
* 14 kişi açlık grevinde öldü,
* 16 kişi "kaçarken" vuruldu,
* 95 kişi " çatışmada" öldü,
* 73 kişiye "doğal ölüm raporu" verildi,
* 43 kişinin " intihar ettiği" bildirildi,
* 937 film " sakıncalı" diye yasaklandı,
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
* 3 bin 854 öğretmen,120 öğretim üyesi, ve 47 hakimin işine son verildi,
* 400 gazeteci için toplam olarak 4 bin yıl hapis cezası istedi,
* Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
* 31 gazeteci cezaevine girdi,
* 300 gazeteci saldırıya uğradı,
* 3 gazeteci öldürüldü,
* Gazeteler 300 gün yayın yapamadı,
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi,
* Yüz binlerce yayına el konuldu ve imha edildi.


Yapılacak değişikliklerle12 Eylül darbecilerinin kendilerini korumak için getirdikleri dokunulmazlık zırhı kalkacak ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa darbecilerden hesap sormanın yolu açılacak. Mağdur edilen milyonlarca vatandaş hakkını arayabilecek. Bundan sonrada darbe yapmak isteyen cuntacılar bu suçu işlemeyi göze alamayacaklar.


Özgürlüğün, Demokrasinin, Barış ve adaletin, hâkim olduğu yeni bir Türkiye için bir adım atalım, sandığa gidelim ve "EVET" oyu kullanalım.


Demokratikleşmeye ve Demokratik Değişim sürecine destek vermek için, sivil bir anayasal sistemin geliştirilmesine katkıda bulunmak için bir adım atalım, sandığa gidelim ve "EVET " oyu kullanalım.