20 Nisan 2009 Pazartesi

KİMLER YARGILANIYOR?

2007’nin ortalarında Ümraniye’deki bir evde ortaya çıkarılan el bombalarıyla başlayan ve milletçe gerçeklerle yüzleştiğimiz, Cumhuriyet tarihimizin en önemli temizlenme operasyonunun adı bu: Ergenekon Terör Örgütü Davası…

Batılı devletlerin 1908 yılında, Osmanlı Devleti’nin içinde oluşturdukları bu gizli yapılanma, uyguladığı projelerle Osmanlı Devletinin yıkılmasında çok önemli roller üstlenmişti. Bu yapılanmanın zamanla şekil değiştirdiği ve Türkiye’nin NATO’ya girmesinin akabinde ise tamamen ABD/NATO çizgisine göre yeniden biçimlendirildiği görülüyor. Küresel bir hegemonya arzusunda olan ABD’nin, bu yapılanmanın operasyonel gücü olarak 1957’de kurduğu örgütlenmenin Mayıs 1993’ten sonra aldığı ad Ergenekon’du. Bu anlamda neredeyse yarım asırlık gizli bir teşkilat söz konusu olan.

1960 darbesi ve sonrakiler olmak üzere bütün askeri müdahalelerde darbe şartlarının olgunlaştırılması için oluşturulan projelerin ve uygulamaların bu teşkilat tarafından yapıldığı görülüyor. Seçimle veya atamayla işbaşına gelen bürokratların bazıları bu yapıya uymak zorunda kalmış, işbirliği yapmış veya görmezden gelmişlerdir. Rahmetli Turgut Özal gibi mücadele/müdahale etmeye kalkanların ise bu organizasyon tarafından ortadan kaldırıldığı kanaati yaygındır. Bu örgütün sızmalarından dolayı birçok siyaset, medya ve iş dünyasının herhangi bir şekilde etkileneceği ve ‘Ergenekon Terör Örgütü Davası’nda yargılanabileceği sanılmaktadır.

Bu davada:

Nerdeyse 10 yılda bir Anadolu insanının tepesine düşen, onun seçtiklerini iktidardan uzaklaştıran darbelerin oluşmasına yol açan, anarşi ve terörü azdıran, tanınmış isimleri katleden ardından bunu basın yoluyla dindar insanların üzerine atarak Anadolu insanına baskı yapan; binlerce faili meçhul olayının sorumlusu bir çete yargılanmaktadır.

Solcu-sağcı-İslamcı-ulusalcı-Türkçü-Kürtçü-milliyetçi örgütler kurarak veya bunları kontrol ederek Anadolu insanını bölen ve çocuklarını birbiriyle kavga ettirenler yargılanmaktadır.

Askerimizi ve polisimizi şehid ettireni el altından besleyip/destekleyip sonrada şehidimizin cenazesi üzerinden siyasi çıkar elde etmeye çalışanlar yargılanmaktadır.

İş dünyasında ön sıralarda yer alan, en vatansever pozisyonlarda bulunan bazılarının servetlerini meşru olmayan yollarla yüz kat arttırmalarını sağlayan; bunun için ortam hazırlayan ve bundan da nemalanan bir çete yargılanmaktadır.

Ergenekon adlı terör örgütü ortadan kaldırılıyor. Devlet mekanizmasının başarılı çalışmalarıyla Cumhuriyet tarihimizin en önemli temizlenme süreci yürütülüyor. Çete destekleyicilerinin özellikle basın yoluyla oluşturmaya çalıştıkları sulandırma ve karşı koyma gayretlerine rağmen, bu davanın belgelerinin devletin en önemli kurumlarının defalarca kontrollerinden geçtikten sonra iki iddianameye girdiği görüyoruz. Son kullanma tarihi geçmiş bazı liderlerin çete avukatlığını üstlenmelerinin ve kendini sivil toplum kuruluşu sananların sürekli kışkırtmalarının sonucu değiştiremeyeceğine inanıyoruz. Yani bu önemli davaya zaman zaman Ergenekon adına müdahale etmeye kalkanların da ve direnenlerin de olması bir şeyi değiştirmeyecek, milletimizin başına bela olan bu çete tarihin çöp sepetini boylayacaktır.

Bazı sözde aydınların ve kurum yöneticilerinin, bu soruşturmanın ABD’nin desteğiyle yapıldığını ve ilgisi olmayanları da kapsadığını söylemeleri resmin tamamını görememelerinden veya görmek istememelerinden ya da yarası olanların sıranın kendilerine de geleceğini görmelerinin sancısından kaynaklanıyor.

Eski statükoyu özleyenlerin bu asrın davasını engelleme kışkırtmalarını; ‘Yeni Anayasa’yı ve yapılacak reformları engelleme çabalarını, yurtta huzursuzluk oluşturma gayretlerini bütün halkımız ibretle izliyor.

Devam eden reformlarla Türkiye’nin Kürt tanımlamasının değiştiği hepimizin malumudur. ABD Başkanının Türkiye gezisinde, Kürtleri ‘azınlık’ olarak tanımlamasının ardından, PKK’nın sonunu getiren projenin bir parçası olan Erbil Konferansı’nın engellenmeye çalışılmasının, dağılan bu örgütün ısmarlama eylemlerle yeniden işleme konulması çabalarının, ETÖ davası kapsamında yapılan, malum bir parti içindeki operasyonların engellemesi çığırtkanlıkları gibi karşı koymaların bütün Anadolu insanının huzur bulmasını hazmedemeyenlerin yaptıkları da gün gibi aşikârdır.

Ermenistan’la olan ilişkilerin Türkiye lehine değişmesini istemeyenlerin de; Türkiye’nin ‘Karabağ sorununu çözmeyeceği’ yalanıyla oluşturdukları gerilimle, getirdikleri son nokta ortadadır. Bölgede Türkiye’nin lider ülke olmasını istemeyenler ABD-Rusya’dır. Azerbaycan’ın Rusya’yla kucaklaşmasının eski günlerin özlemcilerini üzmediğini hatta memnun ettiğini, ayrıca iç kamuoyunu Türkiye’nin aleyhine yanlış yönlendirdiklerini de ibretle izliyoruz.

Eski günleri özleyenler boşuna çabalıyorlar. Bölgede ve yeniden şekillenen dünyada önder/lider ülke olmamızı hedefleyen bir Türkiye’nin, bu çete temizleme operasyonunu ve davasını, ABD’nin ve onun yerli yardımcılarının bütün engellemelerine rağmen sonuna kadar gitmesini milletimiz onurlu bir inatla bekliyor.