12 Şubat 2010 Cuma

HARP OYUNU MU?

Balyoz Planına "Harp Oyunu" diyorlar. Doğrudur. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gibi, Balyoz Harekâtı da bir harp oyunuydu.
ABD ile çok yakın olduğumuz 1944'lerden beri hep böyle oldu. Savaş oyunlarından/tatbikatlarından her zaman zarar gördük. Onlarla ilk ortak savaş oyunumuzu Kore'de yapmıştık. Tam da ABD'nin istediği gibiydik, onların sömürge hesapları için ölebiliyorduk. Kendimizi oralarda kanıtlayınca ülke dışındaki savaş oyunlarımız NATO'ya bırakıldı artık. Sonra da yine onlar asıl hedefi gösterdiler. Asıl hedef yine 'iç düşman'dı. Zaten evvelinden beri hedef belliydi ya.

İlk yıllarda dindar Müslümanlarla onlara, ticani-nurcu-nakşibendi vs. adları takılarak mücadele edildi. Sonra Türkçülerle, sonra Alevilerle, sonra Kürtlerle, ardından yine dindar Müslümanlarla kavga edildi. Anlayacağınız Anadolu'da yaşayan herkesle mücadele ediliyordu.

Onlara göre yolumuzu her şaşırdığımızda bir savaş oyunu daha oynamak gerekiyordu. 27 Mayıs 1960'daki savaş oyununda kontrollerinden çıkan Adnan Menderes, bakanları ve çok sayıda üst düzey bürokrat arkadaşı asıldılar.12 Mart zaten malumunuz, önce yönlendirdikleri üç genci astılar, sonra diğerlerini. 12 Eylül'deki savaş oyununda sağcı-solcu binlerce vatan evladının gözden çıkarılmasının ardından 51 kişi asılarak idam ediliyordu. 28 Şubat savaş oyununda ise binlerce infaz/faili meçhul. Fadime Şahin'ler, Ali Kalkancılar ve diğerleri 28 Şubat savaş oyununun meşhur figüranlarıydılar hatırlarsanız….

Bu planlardan sadece birine ayrılan zamanı Ergenekoncuların desteklediği pkk ya ayırsalardı işlerini 5 saatte bitirirlerdi. Ne demeli?
………
Ama köprülerin altından çok sular aktı.

Anadolu insanımız; Demokratik Değişim sürecine sonuna kadar, inançla destek veriyor.

Anadolu insanımız; dünyanın dört bir yanında bizi şerefle temsil eden "Ordumuzun bütün fertleri evlatlarımızdır" diyerek onu yürekten kucaklıyor ve sahip çıkıyor. Son yıllardaki olumlu değişimini büyük bir dikkatle ve sevinçle izliyor. Asıl sıkıntının NATO'dan kaynaklandığını biliyor artık. Darbe döneminin artık geçmişte kaldığını ve asıl görev alanı olan yurt savunmasına dönüldüğünü görüyor. Kısa zamanda; dışardan kendisine müdahale edilmeden, yine kendi içinde düzene gireceğine inanıyor.