18 Ekim 2007 Perşembe

MORİSKOLAR-2

Geçenlerde gazetede okuduğum bir haber konumuzla yakından ilgiliydi.” İspanya’da , Kuzey Afrika’lı Müslüman öğrencilerle aynı evi paylaşan İspanyol gencin , arada bir “Bismillah” demesi yanındaki arkadaşlarının ilgisini çekmiş. Bu kelimeyi niçin kullandığını soran arkadaşlarına “Kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum,büyük annem,onunda büyük anneleri bu kelimeyi kullanırlarmış.Onlardan kalan bir hatıra.....”cevabını verince, arkadaşları bu sözcüğü “ Müslümanların kullandığını, ‘Allah’ın adıyla’ anlamına geldiğini ” söylemişler. Ailece kiliseye uzak hristiyanlar olduklarını söyleyen genç araştırmaları sonucu atalarının Moriskolar olduğunu öğrenmiş ve Müslüman olmuş.”
***
Moriskolar’la ilgili yazdıklarım bittikten sonra ; evdekilere “ torunumu benim oyalayacağımı ” kendilerinin de rahatça makaleyi okumalarını ve düşüncelerini bana anlatmalarını istedim. İlk söyledikleri “ Neden yazının sonunda , konuyla ilgili yorumları , günümüzle özdeşleyerek yazmadığım ...” oldu. Kendilerine “Hazıra konma yerine siz niye düşünmüyorsunuz ? ” cevabını verdim.
Kanaatimce, günümüzdeki eğitimcilerin en büyük problemleri muhataplarının ( belki de önce kendilerinin) ; doğru okumaları / okuduklarını doğru anlamaları /anladıklarını düşünmeleri / önceki bilgileriyle yoğurup doğru yorumlamaları olsa gerek .
Gazetelerdeki köşelerde yazanların görevi işledikleri konuyu yorumlamak yerine , farklı bakış açılarıyla okurlara ulaştırmak, yorumu ise okuyanlara bırakmak olmalı. Günümüzde ise gazete ve televizyon haberlerinin tamamen yorum olarak verilmesi yetmiyormuş gibi bir de televizyon haberlerinin sonunda birilerini çıkarıp yorum yaptırıyorlar. Yani diyorlar ki “Sizin düşünmenize gerek yok,biz sizin yerinize düşünürüz – yorumlarız ve karar veririz. Sizler de bizim düşündüklerimizi kalıp olarak alıp tekrarlayın ! ” Çevrenizde tamamen yalan bir haberi size aktaran birine , bunların uyduruk olduğunu söylediğinizde ve bunu kanıtlamaya çalıştığınızda (sanki televizyondan dinlediği bir vahiymiş gibi) “Yahu televizyondan izledim bu haberi,hiç yanlış olur mu? “ diyerek sizin kanıtlarınızı ve bilgilerinizi aktarmanızı dinlemek zahmetine bile katlanmadığını çok görmüşsünüzdür. ( Televizyon haberlerinde yapılan bir röportajda cezaevinde tünel kazarken yakalanan mahkumlara “Tüneli kaçmak için mi kazdınız ?” diye soran meşhur bir spikeri ciddiyetle dinleyen kalabalıklara hayretle baktığımı hiç unutamam. ) Bir insanın , kollarından birini hiç bir rahatsızlığı olmadığı halde yıllarca kullanmadığını düşününüz. Tabi ki o kol kullanılmaya kullanılmaya zamanla kötürümleşecek hiçbir işlevi kalmayacaktır. Aklımız da öyle uzun yıllar kullanılmaz / kiraya verilirse bir zaman sonra o da kötürümleşecektir.Bunun sonucu insanlık ne olur biliyor musunuz ? “Canlı robotlardan oluşan ve birileri tarafından rahatlıkla güdülebilen sürü.”
Yüce Yaradan’ımız bizlere ; Kur’an-ı Kerim’in altmış sekiz ayetinde ‘aklı kullanmak ve akıl yürütmek’ ,yirmi ayetinde ‘ akıl sahipleri’, altı ayetinde ‘ aklı selim ( temiz akıl ) ’ , iki ayetinde ‘içimizdeki akılsızlar’ ile ilgili bilgiler veriyor. Bizlere düşen bu ayetleri öğrenip / yaşamak ve O’nun istediği gibi aklımızı kullanmamızdır.
Moriskolar’la ilgili yazılarımı akledip yorumlamayı da siz kardeşlerime bırakıyorum.

Hiç yorum yok: