18 Ekim 2007 Perşembe

ÇOCUĞUMUZUN DUYGUSAL ZEKASI

Bugüne kadar okullarımızda ve ailelerimizde sadece çocuklarımızın karnelerindeki notlar onların başarıları için bir ölçü olmuş buna karşılık çocuklarımızın günlük yaşamlarındaki başarıları , problemlerine çözüm bulmaları , arkadaşları ile uyumlu olabilmeleri,hem şimdi hem de gelecekte mutlu ve başarılı insanlar olmaları için duygusal ve sosyal yeteneklerini geliştirecek çalışmalara gerektiği kadar önem verilmemiştir. Bu yöntemin sonucu olarak öğrenciler zamanla derslerinde başarısızlığa sürüklenmiş, sigara ve içki kullanımı artmış, çocuklarla aileleri arasında uçurumlar oluşmuş,geleneklere aykırı kız-erkek ilişkileri artmış ve en çok da okullarda disiplinsizliklerin artmıştır.
Çocuklarımızın duygusal zekalarının ilk gelişeceği yer ailedir. Ebeveynlerin çocuklarına karşı davranışları çocuğun zekasının gelişmesine yardımcı olacaktır. Çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu olarak gelişebilmesi, duygusal ve zihinsel açıdan sağlıklı yetişebilmesi, öğrenebilmesi ve başarılı olabilmesi için sevgi ve ilgiye gereksinimi vardır. Çocuklarının duygularına önem vermeyen anne ve babalar, böylece onların zekalarının yanında zihinsel gelişmelerine de engel olurlar. Bu konularda araştırmalarına değer verilen Nuran Kansu bebeklerin gelişiminde bu konunun ne kadar önemli olduğunu şu cümlelerle açıklıyor.
“ * Bebekler doğdukları ilk andan itibaren hızla öğrenmeye başlarlar. Beyin bütün gelişmesini çocuk iki yaşına gelene kadar hemen hemen tamamlar. Bu nedenle çocuğun ilk yılları oldukça önemlidir.
* Bebeğin beş duyusu olan koklama, duyma, görme, tatma ve temas ile hissetme duyuları doğduğu andan itibaren çalışmaya başlar. Bu nedenle doğduğu andan itibaren ten teması, tanıdık bir ses duyması, tanıdık bir yüz görmesi çocuk için çok önemlidir.
* Bebeğin hayatındaki en önemli şeylerden biri karşılık almasıdır. Tanıdık bir ses, ten ve göz teması ile karşılık alan çocuk sevildiğini, güvenlik içinde olduğunu ve kabul edildiğini hisseder. Bu da özgüveninin gelişmesinde büyük bir rol oynar.
* Çocuğun ayrıca yeni ve ilginç şeyler görmeye, duymaya, dokunmaya ve oynamaya gereksinimi vardır. Bu öğrenmenin ilk adımıdır. Çocukla düzenli olarak konuşmak, şarkılar söylemek, masallar okumak, oynamak ve ilgilenmek öğrenmesinde yardımcı olur.
* Gerek kız çocuğu gerekse erkek çocuğu olsun beslenmesinin ve iyi bakımının yanı sıra fiziksel, zihinsel ve duygusal açıdan sağlıklı gelişebilmeleri için gereksinimleri birbirinin aynıdır. Her ikisinin de kucaklanmaya, oynamaya, sevilmeye, ilgiye ve kabul edilmeye ihtiyacı vardır. “
...................................
Nuran Kansu aşağıdaki makalesinde okullarımızda duygusal zekanın geliştirilmesi için öğretmenlerimize ne gibi sorumluluklar düştüğünü anlatıyor :
“ Çocuklar okula başladıklarında ailelerinden aldıkları alışkanlıkları, kendileri ve diğer insanlarla ilgili geliştirdikleri inançları da beraberlerinde getirirler. Çocuklar arasındaki farklılıkların, okullarda anlaşmazlık ve çatışma oluşturması çok doğaldır. Ancak, genelde çocukların çatışmalara çözüm bulma becerilerinin yeterince gelişmemiş olması, uyumsuz ilişkilere ve duygusal sıkıntılara yol acar. Okullar bu tip çatışma ve anlaşmazlıkları engellemek üzere sosyal ve duygusal becerileri geliştirmek için çocukların duygusal hayatlarına odaklanmalıdırlar. Duygusal zekanın geliştirilmesinde öğretmenlere büyük görev düşmektedir. Farklı düşünce ve özelliklere saygı duyan ve değer veren, öğrencinin özgüvenini artıracak, yeteneklerini keşfetmesinde yardımcı olacak ve sorun çözmede yol gösterecek öğrenme ortamları oluşturmak çocuklara güven verecektir. Öğrencilerin duygusal gereksinimlerine önem veren, onların olumlu duygular içinde olmasını sağlayan sınıf ortamı, çocukların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olur ve böylece onların hem öğretmenleri, hem de arkadaşları ile iyi ilişkiler içinde olmalarını sağlar. Öğretmenlerin sevgiye dayalı yaklaşımları, hataları öne çıkararak eleştiri yerine, bunları doğruyu öğretmek için bir fırsat olarak görmeleri, başarısızlıkların yenilebileceğine dair olumlu yaklaşımları, ve sınıf içinde eğlenceye yer vermeleri öğrencilerin stressiz bir ortamda daha iyi öğrenebilmelerine yardımcı olur. Okullarda başarı gösteremeyen çocukların hemen hemen hepsi duygusal zekanın bir ya da birden fazla unsurundan yoksundur. Yapılan araştırmalar duygusal zeka becerilerinin sadece öğrencilere değil, aynı zamanda öğretmenler için de yararlı olduğunu göstermektedir. Duygusal zekası yüksek olan çocukların dikkat etme süresi daha uzundur. Dersleriyle daha ilgili olup daha az disiplin ve davranış bozuklukları gösterirler. Böylece, öğretmenler okullarda ve sınıflarda bu tür disiplin problemleri ile daha az karşılaşırlar ve enerjilerini eğitimde kullanırlar. Sevgi ve ilgi gören çocuk sağlıklı, mutlu ve başarılı bir birey olarak yetişir. Sağlıklı, Mutlu ve başarılı bireyler sağlıklı,mutlu ve başarılı toplumları oluştururlar.
Bir gülümsemeye / Sıcak bir elin dokunmasına / Sevilmeye ve ilgiye / Güzel bir söze / Anlaşılmaya / Hoşgörüye / Takdir edilmeye / Önem verilmeye / Hatırlanmaya sadece HATIRLANMAYA ihtiyacı olan biri var orada. / SİZE ihtiyacı olan biri, / Bir adım atın ve onun hayatında yer alın. / Bir çocuğun hayatında DEĞİŞİKLİĞİ siz yapın. / Bir adım atın ve onun hayatında yer alın.”

Hiç yorum yok: