30 Ocak 2008 Çarşamba

BİZANS’I HATIRLATANLAR

Hâlâ ne ile uğraşıyorlar bakınız।
Kim ne giyiyormuş? Yüzüğü hangi madendenmiş? Saçının, bıyığının, sakalının şekli nasılmış?
Zevzirden başka kuş, kendisininkinden başka baş tanımayanların seksenbeş yıldır uğraştıkları bunlar işte.
Dünya ne konuşuyor bunlar ne alemdeler…
ABD çöküş dönemine geçti, tüm dünyada olduğu gibi bölgemizden de çekilme sürecinde, iki yıldır ülkemiz onlarla olan iplerini kopararak artık bağımsız iç ve dış kararlar alabiliyor. Bu anlamda gerek Ortaasya’da gerekse Ortadoğu’da önder bir ülke olabilir, bu şansı var. Bölgemizde ABD zaten tüm güvenirliğini yitirmiş, Rusya ne kadar ehlileştiğini söylese de zaten sabıkalı, ‘Osmanlı mirasından dolayı ‘ bölgede oldukça etkili olabilecek tek ülke Türkiye’miz. Bunun için gereken adımlar atılıyor. Ülkemiz içinde de Sivil Anayasa çalışmaları ile yepyeni bir Türkiye gündeme geliyor.
Yani içerde kendi halkıyla dışarıda ise tüm komşularıyla barış içinde olan, lider bir Türkiye.
Ama biz nelerle meşgul oluyoruz görüyor musunuz? Anlaşılan o ki biz bize yetiyoruz.
Dünyanın her yerinde dışardan gelen sömürgeciler defolup gidebiliyorlar da, o ülkenin insanları kendi ‘kendini sömürgeleştirenlerden’ nasıl kurtulurlar onu bilmiyorum.
İlginç değil mi? Birileri Sivil Anayasa ile Kürtlere verilecek demokratik açılımları, PKK terörüyle ve DTP’nin sivri çıkışlarıyla gürültüye getirerek dondurmaya çalışıyor. Ardından yıllardır ibretialem olan, başörtüsü yasağını kaldırmak için atılan adımları da laikçilik çığırtkanlıklarıyla engellemeye çalışıyorlar.
Bu arada 1950’li yıllardan beri Anadolu insanının tepesine çökmüş bir çete sonunda devlet tarafından çökertiliyor. Bu çete ki halkımızı sağcı-solcu, alevi-sünni, kürt-türk diye vuruşturmuş; sayısız yargısız infaza imza atmış, gazetecilere, yazarlara, bilim adamlarına, askerlere hatta başbakanlara bile suikastlar gerçekleştirebilmiş ve bilemediğimiz bir sürü haltlar karıştırmış; Ulusalcı-Türkçü-Kürtçü veya radikal solcu örgütlere eylem yaptırabilmiş NATO uzantısı bir örgüt. Bu örgütün çökertilmesi çalışmalarına üniversitelerden, CHP’den, ADD ve ÇYD gibi sözde STK’ lardan, birçok tv ve gazetelerimizden ‘doğru-dürüst ‘ veya ‘yeteri kadar’ bir tebrik veya bir destek var mı?
Tesadüf mü bu acaba?
Tık yok!
Ama başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması yolunda Anayasa değişikliği için TBBM‘ne gidilmesi nedeniyle bu kurumlar teyakkuza geçmişler bile.
Üniversitelerarası kurul OTDÜ'de olağanüstü toplanacakmış da,
Başörtüsü özgürlüğü laikliğin içinin boşaltılmasından başka bir şey değilmiş de,
Anayasa Mahkemesi çabucak müdahale etmeliymiş de…
Sözde sivil toplum örgütleri, yine büyük kentlerde başörtüsü karşıtı eylemler düzenlemeye hazırlanıyorlarmış.
Daha önceleri Cumhuriyet mitingleri düzenleyen ADD ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi kuruluşlar şimdi de başörtüsü karşıtı mitingler yapma kararı almışlar.
Anlaşılan yine askere müdahale çağrıları yapacaklar.
Avuçlarını yalarlar…
Türkiye, artık halka rağmen hareket yapılmayacak bir ülkedir.
Artık Anadolu insanı, uşak-yanaşma-ırgat-maraba-köle değildir.
Bu ülke, artık ‘kendisiyle savaşan ülke’ olmayacaktır. Ağalar ,beyler ve elit statükocular böyle bilsinler.
Kendi varlıklarını başkalarının yokluğu üzerine bina etmiş olanlar, Anadolu insanının yakasını artık bırakmalılar.
Aslını inkâr eden haramzadedir.
Afrika’ya da, Avrupa’ya da, Asya’ya da gitsek bizi görenler Osmanlı’yı hatırlıyorlar, Osmanlı’nın adaletini özlediklerini belirtiyorlar.
Yaşamları ve entrikalarıyla Bizans’ı hatırlatanlar artık kendi kendilerini sorgulamalılar.
Bir söz de zülfü yare.
Unutmayalım ki, Allah büyüktür. ABD’den de, NATO’dan da, onların devşirme yavrularından da.
Allah yokmuş gibi konuşmamalıyız.
Çünkü O, gücünün farkında olmayanları korku ve zilletle cezalandırır.
Aklını kullanmayanları da pisliğe mahkûm eder.
Hakka makbul olunmadan, asla halka makbul olunamaz.
E.Ahmet HATİP
hatipce@gmail.com