25 Nisan 2016 Pazartesi

GÜNCEL NOTLAR

Geçen hafta boyunca toplumun çeşitli kesimlerini gezdim dinledim. Onların birlik ve beraberlik ruhlarının, geleceğe olan güvenlerinin ve imanlarının alkışlanacak ölçüde ileri olduğuna şahit oldum. Genel olarak devletimizin terörle mücadelesinin devam etmesini beklediklerini, gerek PKK, gerekse FETÖ illegal yapılarına yapılan operasyonlara devam edilmesini istediklerini, Ergenekon davasında alınan son mahkeme kararını pek anlamadıklarını; FETÖ’nün o dönemde yaptığı bütün sulandırmalara ve saptırmalara rağmen eski Türkiye’nin suç işleyen-darbe yapan gizli yapılanmalarının yasal olarak hesap vermesini beklediklerini, ekonomik sıkıntıların ise çözümlenmesini beklediklerini şimdiki sıkıntılı durumun geçici olduğuna inandıklarını söylüyorlardı.
Bu arada konuştuklarımın nerdeyse hepsi Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında çıkartılmaya çalışılan dedikoduların şiddetle karşısında olduklarını söylediler. İkisini de çok sevdiklerini, ayrı tutmadıklarını, ikisinin de Anadolu’nun/ümmetin birliği ve beraberliği için çalıştıkları ve Yeni Türkiye misyonunu 2023-2071 kutlu yürüyüşünü devam ettikleri müddetçe kavli ve fiili dualarının da devam edeceğini söylediler. Hz. Ebubekir’in yaşadığı olayını örnek vererek ” Yeni Türkiye’nin Kutlu Yolundan şaşan ve ilgisiz çevreden etkilenen olursa biz onları düzeltmesini biliriz” gibi cevaplar verenler az değildi.. Her iki liderimizin de arkasına saklanıp diğer büyüğümüze edepsizlik yapanların ganimet peşinde olan aramıza saklanmış çapulcular olduğunu söylediler.
Bir kardeşimiz de sözlerini not almamı istedi, şunları söyledi: “- Paralelcileri ve diğer solcuları tanıyoruz onlar zaten iyi olan her şeye karşılar. Şimdi de içimize saklanmış münafıkları tanıma dönemi başladı, fitne ve fesatla, dedikodu ve gıybetle bozgunculuk oynayanlara kesinlikle prim verilmemesi gerekir, yakın gelecekteki Devlet Başkanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakanımız ve AK Parti Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu’nun arkasına saklanıp karşılıklı laf atarak kavga ortamı oluşturmak gayretiyle edepsizlik yapanlar, bizim dediğimiz televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyadaki hesaplarında ahlaksızca saldırganlık yapanlar ‘ganimetçiler’dir. FETÖcülerden cephane alarak laf atıyorlar onlar. Uhut savaşında ganimetçiler yüzünden başımıza neler geldiğini gördük biz, tıpkı o zaman okçular tepesini arkadaşları gibi terk etmeyen, Peygamberimizin (as) çevresinde savunma yapıp ‘ona değmesin bize değsin’ diyenler gibi şimdi de bu milletin, ümmetin iki yiğidinden vazgeçmeyeceğiz. Onların çevresini bizden olamayan tiplere bırakmayıp liderlerimize sahip çıkacağız…”
Bir başka kardeşimiz ise: “ Bütün İslam dünyası, bütün Türkiye; Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun sonuna kadar arkasındadırlar. Yiğitlerin harman olduğu bu ülke, bu Anadolu R.Tayyip Erdoğan gibi bir yiğit oğlu yiğit yetiştirmiştir. Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde bütün ümmet dualarına O’nu da katmıştır. Bu güne kadar gösterdiği üstün liderliği Allah’ın izniyle bundan sonra da devam ettirecektir. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’da Anadolu’muzun yetiştirdiği özel liderlerinden, stratejistlerinden ve devlet adamlarından biridir. 2023-2071 Yeni Türkiye’sinin misyonunu kendine dava edinmiştir. Cumhurbaşkanımızla sevgi ve saygıyla birlikte çalışmaktadır. Bundan sonrada mutlaka birlikte çalışmalıdırlar. İkisini de yedirmeyiz! “
Halkımızın bu birlik ve beraberlik dolu sözlerini selamlıyorum…
***
Yeni Türkiye, 2023/2071 misyonuna emin ve güçlü adımlarla yürüyor. Anadolu’muzun güneydoğusunda batı taşeronu örgütlerin halka ve devlete olan saldırıları da terörizmin büyük bir mağlubiyetiyle sona eriyor. Bu kutlu yürüyüşe İslam Dünyası da gün geçtikçe daha fazla katılım gösteriyor. Güvenlik güçlerimizin terörle mücadelesinde yiğitçe savaşmalarının önlerinde hiçbir şeytani/küfür cephesinin dayanamayacağını bir kez daha yaşayarak gördük. Sürekli sataşan muhalefet eden, fitne/fesat çıkarıcı alçak dedikoduculara yukarıdan aşağıya gereken cevaplar verildi. Alçakların bütün hesapları boşa çıktı. Yiğitlerden bir yiğit; Özel Kuvvetlerden Bordobereli Uzman Çavuşumuz Selçuk Paker’in paralel karıştırıcı fesatçıların sözlerini soranlara “Asker dediğin vatanını korumakla mükelleftir. Bir nevi canını kiralar asker dediğin. Yıllardır savaş yoktu ama şimdi var. Yıllardır savaşmadan-savaşmak için- maaş aldık değil mi? Bu zamana kadar neden hiç sesimiz çıkmadı? Neden biz savaşmıyoruz, bu paranın bu kadarını geri alın demedik” sözleri en güzel cevaplardan biriydi.
***
Geçen hafta İstanbul’da yapılan (İİT) İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı birlik ve beraberlik ruhumuzu daha da güçlendirdi. İslam Ordusu’nun Suudi Arabistan’da yapmış olduğu tatbikat da ümmetin kendine olan güvenini kat be kat arttırdı. Teşkilat, verdiği mesajda şunları söyledi: “Artık İslam dünyası Müslümanları ilgilendiren kararları kendisi alacak. Müslümanlara ait ülkelerdeki kargaşayı yine Müslüman ülkelerle bir araya gelerek çözecek. Kendi iç sorunlarına BM veya NATO’yu karıştırmadan, müdahale etmelerine izin vermeden kendisi çözecek.” Müslümanlar artık güvenlik olarak NATO’dan; ülkeler topluluğu olarak da Birleşmiş Milletlerden ve sömürgeci batının diğer kurumlarından medet beklemeyecekler.
Tabi ki bütün sıkıntılarımız hemen bitmeyecek. İslam dünyasının güçlü ülkesi Mısır’da yakın zamanlarda bu çalışmalara daha fazla katkıda bulunacak. Mısır’da kurulacak yeni düzen umarız Mısır’ın İslam dünyasıyla arasındaki buzları eritir. Muhtemelen Sisi’nin Suudi Arabistan’a veya bir körfez ülkesine gitmesi; Mursi’nin ise Türkiye’de misafir olması bekleniyor.
Suriye’de ise beş yıldır devam eden savaşın İslam Ordusunun, (ÖSO) Özgür Suriye Ordusu’nun mücahitlerini destekleyen müdahalesiyle sona ereceğini ümit ediyorum. Müdahalede ABD’nin, Rusya’nın ve İran’ın İslam Ordusu’na karşı çıkmaya cesaret edemeyeceklerini düşünüyorum. Bu konuda, bizim mahalleden bazı ‘sömürge ülke aydınlarının’ psikolojisine bölenmiş; “NATO’suz-ABD/AB’siz olur mu hiç. İslam Birliği Teşkilatı-İslam Ordusu da neymiş, bunlarda kimmiş gevezeliklerine tıpkı Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımıza sataşanlarda olduğu gibi adam yerine konulmamalarını ve bu şaşkınlara kulak bile asılmamasını söylüyorum.
Bu aşağılık kompleksinde boğulmuş lafazanlara sadece bir örneği, 2016’nın ilk aylarında Lübnan hizbulunun ve İran generallerinin başlarına gelenleri anlatmak gerek. Hatırlayacak olursak: hizbullübnan lideri, Türkiye ve S.Arabistan’ı küçümseyerek ‘bunlar mı Rakka’da savaşacaklar, bedelini öderler’ demişti. Rıdvan birliklerinden, Amerika’nın özel birliklerinin ve İranlı generallerin denetimindeki 100 tane ölüm makinesi askerlerini Suriye’ye göndermişlerdi. Bunlardan 70 tanesinin; sadece 6 ay askeri eğitim alabilmiş Ahraru Şam mücahitlerince cehenneme yollanmaları sadece bir gecede olmuştu. Kalan 30 tanesi Lübnan’a zorla kaçabilmişlerdi….
***
Bu gün bize düşen; ümmet düşmanlarına, vatan/millet düşmanlarına karşı bireysel-küçük hesaplar peşinde koşmadan, saf tutup, kenetlenip hep birlikte devletimize sahip çıkmaktır.
Bizler, ümitvarız…
Anadolu insanları içeriden/dışarıdan tüm tuzakçılara, engellemelere ve oyunlara rağmen batıya/batıla karşı mücadelemizi kazanacağımızı; önümüzdeki yüzyılın YENİ TÜRKİYE yüzyılı olacağına bütün kalbimizle inanıyoruz.