18 Ekim 2007 Perşembe

TARİHİMİZDEN DERS ALMALIYIZ

EYLÜL 2004
Merhaba...
Nasip olursa güzel Şanlıurfa’mız ile ilgili bilgi ,bulgu ,araştırma , düşünce ve duygularımı aralıklı olarak sizlerle paylaşacağım.
Geçenlerde elime Eski Belediye Başkanlarımızdan merhum Cemil Hacıkamiloğlu’nun “Şanlıurfa’nın Kurtuluşu” adlı kitabı geçti. 1919 ile 1960 yılları arasındaki Urfa’yı , Urfalıları,merhum babası H.Mustafa Hacıkamiloğlu’nun hizmetlerini ve kendi hizmetlerini anlatan bu kitaptaki bilgi ve belgeleri sizlerle paylaşmanın ,yaşanan olayların yorumunu yapmanın şehrimiz ve hemşehrilerimiz için yararlı olacağını düşünüyorum. Hani “tarih tekerrürden ibarettir” derler ya. Aslında “tarih kendisinden ders almayanlar için tekerrürden ibarettir.” İnşaallah bizler de çok eskilerden beri gelenek haline getirdiğimiz olumsuz alışkanlıklarımızdan vazgeçeriz de şehrimiz hak ettiği yaşam tarzına kavuşur. Bakınız Merhum Cemil Hacıkamiloğlu neler yazmış kitabının 83.sayfasında:
“ Memleket işleri için yine Vali Kadri Eroğan ile Ankara’ya hareket ettik. Valinin oğlu Kayseri Kolleji’nde olduğundan Valinin oğlunu görmek için Kayseri’ye uğradık.Bu arada Kayseri’yi imar eden ve muvaffak olan Belediye Reisi Osman Kavuncu’yu görmek için belediyeye gittik.Kavuncuoğlu orada yoktu.Belediye azalarından bir kaçı orada idi . Kavuncuoğlu ile görüşmek istediğimi,imar hakkında bilgi almak istediğimi söyledim. Kavuncuoğlu şehri güzelleştirmiş,işinde başarmış bizde şehrimizi imar ettirmek istiyoruz dedim. Evvela bizim suallerimize sen cevap ver bizde cevap veririz
size yardımcı olabiliriz dediler.
Soru : Mahalli gazeteleriniz belediye aleyhinde yazı yazarlar mı?
Cevap: Yazarlar .
Soru: Muhalif partiler sizi destekler mi?
Cevap: Desteklemezler.
Soru: Belediye aleyhine dava tutarlar mı?
Cevap: Tutarlar.Belediye herhangi bir haksızlık yaparsa avukatlar niçin dava tutmasınlar.Sizde yıkım işinde bir haksızlık olursa avukatlar dava tutmazlar mı?
Cevap: Bizde haksızlıkta olsa avukatlarımız dava tutmazlar,belediye icraatlarını engellemezler.Avukatlar derler ki memleket işi içinde birkaç adam feda olsun,muharebelerde de öyle adem feda edilmiyor mu? Sizden aldığımız cevaplara göre memleketinizi asla imar edemezsiniz.Muvaffak olamayacağınız verdiğiniz cevaplardan anlaşılmıştır.Sen bu imar işinden vazgeç dediler.Yapacağımı ısrar ettim.Bir tek yol var oda çok zayıf.Valiyi göstererek öne koy ,yapılan işleri vali yapıyor derseniz hükümet mümessili olduğu için pek itiraz etmezler bir derece iş yapabilirsiniz dediler. Ayrıldık. Urfa’ya geldiğimizde yolların dar olması arabaların karşılaştıkları zaman çok müşkülat çektiklerinden karşılaşmamak için aynı istikamette vesaitin dolaşmaları için eski elektrik motorlarının bulunduğu eski kilisenin önünden geçen yolu takip etmeleri lazımdı.Bu yolda pek sırt olduğunda bu sırtın giderilmesi lazımdı, bu işin ancak bayındırlıkça yapılması mümkün idi . Yapılması için vali beyden rica ettim Vali kepçe getirdi işe başladı . Kepçenin toprağı kolayca yerden almasını kamyona yüklemesini halk hayretle seyrediyordu. ............................Valiyi destekledik , az çok iş yaptık.Ne çare ki devam ettiremedik..............’ın binalarının önünden dört metre alınması lazımdı.Bana ricacı gönderdiler,gelen adama söyledim:şehirde benim bir metre yerim var mı yoktur,bu binanın önünden 4 metre alınması şahsıma bir menfaat yoktur.......Dedim binalarınızın önünden 4 metre alınması ile cadde genişleyecek kalan arsalarınızda birkaç misli artmayacak mı? Size daha çok faide olmayacak mı? Evet dedi olacak. O halde razı olunuz itiraz etmeyiniz dedim.Vereselere danışayım dedi ve gitti......................”
Sonra neler mi olmuş? Belediye aleyhine davalar,kavgalar, şikayetler üzerine asfalt ve yol açma çalışmalarına hükümetin ve askerlerin müdahaleleri , Vali Eroğan’ın Gümüşhane’ye tayini...
Rahmetli Cemil Hacıkamiloğlu’nun kitabının 71 – 75. sayfalarından da bazı bölümler aktaralım:

“ ŞANLIURFA HALKI NEDEN FAKİR VE GERİ KALMIŞTIR
................................................................
Bir ailenin, bir milletin,bir memleketin inkisafı saadeti ,zenginliği ,şerefi,itibarı,tanıtılması,beğenilmesi
fertlerinin kimseye muhtaç olmaması, fakir olmaması ,sanatkar olması,zengin esnaf olması,tüccar olması,her türlü varlıklı olması iki şarta bağlıdır.
1.Birlik olması
2.Başa geçirecek adamlarının ; Namuslu,dindar,cesur,bilgili,asil,pak,tecrübeli olmalarıdır.
Mevlana Hz. diyor ki:İş başına ehli ve kemalli insanları seçiniz, ehil olmayan ve kemal olmayan insanlardan iş beklemek dilenciden sadaka beklemek olur. ...................
İkinci Dünya Harbi’nde, 1939 senesinde Ziraat Bankası’ndan istifa ederek Hacı Kamil hanında ticaret yapıyordum.................. Almanlar harbe başladıkları zaman devlet her vilayete telgraf gönderir,ticaret ve sanayi odalarından dokumacı adeti sorulur. Urfa Sanayi ve Ticaret Odası dokumacıları çağırır ,hükümet adedinizi soruyor memlekette kaç dokumacımız var.300 var derler. Oda başkanı, aman 300 tezgahımız var demeyin sizi götürürler askere bez dokuturlar perişan olursunuz.75 tezgah bildirelim,hiç tezgahımız yok demekte olmaz.75 tezgahımız vardır deriz olur gider.Sağ olsunlar bu şekilde esnafı kayırmışlar.Komşumuz Antep’ten de sorulmuş,Antep Sanayi ve Ticaret Odası Ankara’da bulunan milletvekillerinden hemen telefonla sormuşlar neden dokuma tezgahı adedi soruluyor,milletvekilleri cevaplarında hükümet dokumacılara iplik verecek ,tezgah adedini çok bildiriniz.60 tezgahımız var ne kadar bildirelim sorusuna 8000 tezgah bildirin derler.Bu kadar tezgah hani diye sorarlarsa ne diyelim birer kazık yerlere çakarsınız üzerlerine iplik bağlarsınız olur gider derler.Anlaşma olur,sekiz bin tezgah bildirilir.8000 tezgaha beher tezgaha sekiz paketten Antep 64000 paket iplik alır. Her paketten dokumacı kanuni kar 40 lira . 6400 x 40 = 2 360 000 lira. O zamanın parası .G.Antep zengin olur olmaz mı? Antep’e ayrı bir imtiyaz verilmemişti.Aynı sual Urfa’dan da sorulmuştu.Urfa ne demiş . İşin karını zararını öğrenmeden 75 tezgah bildirmiş.75 x 8 =600 paket iplik almış.600 x 40 =2400 lira kazanç temin eder.İşte başa seçtiğimiz oda reisinin ve azalarımızın hüneri budur. .................. 75 tezgahı müşkülatla 125 tezgaha çıkarabildim,daha fazlasına imkan bulamadım. Urfalılar cesur,namuslu,pak, eyi adamlar.Bunların aksi birkaç adamımızda Urfa’yı yıkmaya perişan etmeye yeter artarda.Bu 50 tezgahın ilavesini hemen ihbarda bulunmuşlar,ilave edilen 50 tezgahın ipleri kesildi.....................Antep dokumacıları kazandılar,dokuma fabrikaları kurdular,daha çok kazandılar,zengin oldular,biz de kooperatifi de dağıttık.Çünkü birbirimizle uğraştık durduk.”
Şanlıurfamızda , yeni Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Fakıbaba ve ekibi; işlerinin ehli ,iyi eğitimli ve kamil insanlar. Yeni yönetimin yapacakları hizmetlere ‘geleneksel tavrımızı göstererek’ engel olunmayacağını ,genciyle –ihtiyarıyla el ele vererek şehrimizi hak ettiği yere getireceğimize inanıyoruz.
Umarım geçmişimizden ders alır, hatalarımızı tekrar etmeyiz de tarih tekerrür etmez.
Tekerrür ederse ne mi olur? Pencerenizden dışarı bakarsanız anlarsınız...

E. Ahmet Hatip

Hiç yorum yok: