17 Ekim 2007 Çarşamba

SORULAR VE SORULAR

23.02.2007
Genellikle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkıyoruz. Düşünme zahmetine katlanmayan hazır konserve bilgilerle beslenen beynimiz bir süre sonra işlevini yitirip bir nevi obezleşiyor, hareketsiz hale geliyor. Tabi bizi farklı veya doğru pencereden bakmaya davet edenler de kafa konforumuzu bozduklarından pek sevilmiyorlar. Doğru bilgiye dayanmayan yorum ve değerlendirmeler, bilgi kirliliğine yol açarak insanların kafasını karıştırıyor. Son zamanlarda da böyle…Bundan dolayı kafama takılan soruları sizlerle paylaşmak istedim. Amacım bize anlatılanların ötesinde sizlerin de düşünmesini sağlamak .

1. Şu Hrant Dink cinayetinde, Yasin Hayalin McDonals’a attığı bombayı Erhan Tuncel yapmışsa bomba imalatçısı biri jandarma tarafından da polis tarafından da nasıl oluyor da “muhbir” olarak kullanılıyor? Yasin Hayal “yahu bu cinayet hani faili meçhul kalacaktı” diye hayretini dışa vurdu. Ona faili meçhul kalacağını kim, kimin adına garanti etti?

2. Bu konularda başbakanımız sonuna kadar gideceğiz diyerek açıklamalar yapıyor. Şemdinli konusunda da aynı sözler söylenmişti. Ama sonunda fatura suçlananlara değil suçlayanlara çıkmış iddianameyi hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya ve “hırsız evin içinde ise kilit fayda etmez” diyen Sabri Uzun görevlerinden olmuşlardı. Yine böyle mi olacak?

3. Haberlerde izlediğimiz kadarıyla F.Karadağ isminde emekli bir albay ulusalcı bir dernek kurup ölme ve öldürme üzerine yeminler ettiriyor. Ayrıca 13 500 hain listesinden söz ediyor. Bu hain listelerini kim hazırlıyor, kim veriyor, hangi hedefe ulaşmak için yapıyor? Bu emekli subaylar böylesine cesareti nereden alıyor ve bunlar ve benzerleri hakkında neden doğru dürüst adli bir işlem yapılamıyor?

4. ABD Dışişleri Bakanı Rice, Lübnan savaşının ilk günlerinde bölgeyi ziyaretinde yaptığı bir açıklamada, yaşananın “Ortadoğu’nun doğum sancıları” olduğunu ve “Yeni Orta Doğu’nun zamanının geldiğini” söylemişti. Bu söz ne anlama geliyor? Orta Doğu bölgesinde görülen istikrarsızlıkların, savaşların, krizlerin, cehaletin, terörün, despot rejimlerin, yoksulluğun ve hürriyetlerdeki yetersizliklerin temelinde Batı’nın ve özellikle ABD’nin politikaları en etkili sebep değil mi?

5. Kurtlar Vadisi adlı bir dizinin sansür edilmesi için açılan kampanyaya herkes balıklama atladı. İşin ilginç yanı bu dizinin yasaklanmasını isteyen ulusal gazetelerde makale yazanlar bile dizinin ilk bölümünü izlemediklerini söylüyorlar. Oysa Kurtlar Vadisi, daha birinci bölümünün ilk sahneleriyle birlikte bu ülkede herkesin kardeş olduğu bilincini pekiştirmeye çalışıyordu. Dizinin mesajlarla vurguladığı Kürt ve Türkün kardeşliğini anlamayanlar, bu iki kardeş milletin bin yıllık dostluğunun bitmesini mi istiyorlar ayrıca şiddet yanlısı küçük gurupçukları Kürtlerin temsilcisi olarak görme ahmaklığına düşmüyorlar mı? Ayrıca dizide ABD ‘li bir görevlinin teröristlere destek vermesini ve yönlendirmesini anlatan sahnelerden neden gocunuluyor? Bu açık destek bütün dünyanın bildiği bir gerçek değil mi? Yıllardır Anadolu insanını alevi -sünni, sağcı-solcu, Kürt-Türk diye birbirine kırdıran senaryolar USA patentli değil midir? Yaklaşık 25 yıl boyunca 40 bin insanımıza kıyan senaryoyu yazanların adreslerinin teşhis edileceği ve bu savaşta harcanan 300 milyar dolarlık kaybın hesabının sorgulanacağı için mi bu dizi linç uygulamasına hedef olmuştur?

6. Muhalefet partileri erken seçim istiyorlarmış ve ancak seçilecek yeni hükümetin Cumhurbaşkanını seçebileceğini iddia ediyorlarmış. Halbuki büyük ihtimalle yine aynı partinin iktidara geleceğini görmüyorlar mı? Yoksa muhalefettekiler bu hükümetin meşru olmadığını mı söylemek istiyorlar? Acaba bunlar özlediğimiz sivil-demokrat ve Anadolu insanından yana dindar bir Cumhurbaşkanının, bu hükümetin içinden ve bu meclis tarafından seçileceği ihtimalinden mi korkuyorlar?

7. Suriye sınırımızın mayından temizlenmesi yine güncelliğini koruyor. Alınan son haberlere göre bu işi İsrail yapacakmış. Tabi ki hayrına değil, bilmem kaç yıllığına yeraltı ve yerüstü kaynaklarını kullanmak karşılığında. Bilindiği kadarıyla Suriye’de bu temizleme işini kendi halkı yapmış. Neredeyse elli yıldır işlenmemiş, iki Kıbrıs büyüklüğündeki topraklarımızı neden biz mayından temizleyip işletemiyoruz?

Hiç yorum yok: