17 Ekim 2007 Çarşamba

EKMEK NİMETTİR

05.12.2006
Günde üç defa sofralarımızın vazgeçilmez konuğu olan ekmek biz Müslümanlara göre nimettir. Beş bin yıldır başlıca gıda maddemiz olan ekmeğe hiçbir zaman saygıda kusur etmemişizdir. Yere düşürdüğümüzde bile öpüp başımıza koymuş, temizleyip yemişizdir ya da yüksekçe bir yere bırakarak kuşların tüketimine bırakmışızdır. Anadolu insanı çalışmayana, nankör olana ‘ekmeksiz’ der. İş sahibi olanlara ise ‘ekmeğini kazanıyor’ diyerek ona saygısını gösterir.
Bilindiği gibi ekmeğin hammaddesi buğdaydır. Türkiye’nin ihtiyacı olan buğday 15 milyon ton olduğu halde çoğu kere 18-22 milyon tona ulaşan buğday üretilmektedir. Bununla birlikte yeteri kadar buğdayımız olduğu halde bir kısım tüccarların piyasadaki ayak oyunlarıyla darlık varmış görüntüsüyle suni artışlar yapmaları veya yurt dışından ucuz buğday ithal etme yollarını zorlamaları sıkça görülen düzenbazlıklardır. Bu çevrelerin buğdayın rengini bile görmeden vurgunlar vurmaları alışıldık görüntülerdir. Yine bu çevrelerin, zaman zaman insanlarımıza hayvanlara bile yedirilmesi yasak olan ilaçlanmış tohumluk buğdayları unluk olarak piyasaya sürdükleri iddiaları hep devam ede gelmiş, soruşturmaların ise kabileci baskılar sonucu kapatıldığı görülmüştür.
İyi bir ekmek için iyi bir un gerekir. Bunun yanında fırınların standartlara uygun olması ve halk tipi ekmeğin 300 gram olarak standartlaşması gerekmektedir. Sağlıklı bir ekmek hijyenik koşullarda üretilmelidir. Bunun için somun fırınlarının bağımsız binalarda; laboratuar, un deposu, hamurhane, pişirme, banyolar, soyunma dolapları vb. hijyenik ve birbirinden bağımsız bölümleri olmalıdır. Bunları okurken gülümsediğinizi görür gibi oluyorum. Yoksa ben de nerede yaşadığımı biliyorum ama olması gerekenleri yazıyorum. Fırınlarımızın da standartları olmalıdır, çünkü insanlarımızın sağlığı çok önemlidir.
Ekmekler sırf ekmek taşımada kullanılan araçlarla taşınmalı, içi kağıt kaplı sepetlerle satışa çıkmalı, eli eldivenli bir kişi tarafından verilmelidir.Ekmekler kese kağıdında tüketiciye sunulmalıdır.Ekmeklerde naylon poşetlerden kaçınılmalıdır çünkü naylon poşetlerin çoğu dönüşümlü naylonlardır ve sağlığa uygun değildirler hem de şehri naylon torba çöplüğüne çevirmektedirler. Yani ekmeğimiz hijyenik üretilmeli, hijyenik dağıtılmalı, kağıt ambalajlarda tüketiciye sunulmalıdır.
Ülkemizde üretilen ekmeğin yaklaşık yüzde onu çöpe gitmektedir. Bu saygısızlık ve hürmetsizlik biraz da bizim ahlâki olarak ne kadar erozyona uğradığımızın bir görüntüsüdür. Türkiye’mizin bir yıllık ekmek israfının karşılığı tam 20 okulun inşasıdır.
Yerel olarak tükettiğimiz ekmeklerimizin ise; yukarıda sunulan ortamlarda ve kalitede, standartlara uygun olarak tüketiciye sunulması için birkaç yüz sene de olsa, umutla bekleyeceğiz…

Hiç yorum yok: