17 Ekim 2007 Çarşamba

İBRAHİM YOLU PROJESİ ÜZERİNE

29.12.2006
3 Kasım 2006 günü El-Ruha Oteli'nde İbrahim Yolu Projesi ile ilgili uluslararası bir toplantı basına kapalı olarak yapılmış. Ulusal basında yazılanlara göre toplantıda Ermeni Patriği Mutafyan da bulunuyormuş. Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, yerel bürokrat ve idarecilerimizle birlikte milletvekilleri de başka bir toplantı için bölgemize gelmişken bu toplantının da bir kısmında bulunmuşlar. Kürşad Tüzmen,"Turizme Şanlıurfa'nın katkısının daha fazla olması açısından önemli bir proje" diye bir de açıklama yapmış…
‘ Proje sahiplerine göre’ İbrahim Yolu Girişimi’nin amacı, İbrahim Peygamber’in ayak izlerini takip ederek bir turizm güzergâhının açılmasına esin kaynağı olmak ve yardım etmekmiş. Bu yol, İbrahim’in Tanrı’dan “ilerle” çağrısını ilk kez aldığı yer olan Harran/Urfa’dan, türbesinin bulunduğu El Halil kentine kadar devam ederek, Ortadoğu’nun kalbindeki tarihsel ve dinsel önemdeki yerleri birbirine bağlayacakmış. Bu arada önemli doğal güzellikleri ve kültürel değerleri olan bu güzergâh boyunca yolculuk edenler, dünyada saygı duyulan birçok yeri de ziyaret edeceklermiş. Ziyaret edilecek yerler arasında Kudüs’teki kutsal yerler, Şam’daki Ummayyad Cami ve Beytül Rahim’deki İsa’nın doğduğu kilise de varmış. Daha sonraları yol, İbrahim’in Mısır, Irak ve Suudi Arabistan’a yolculuklarını da içine alacak şekilde genişletilecekmiş. Bu yol, yolculara İbrahim’in ruhunu tecrübe etme fırsatı sunacakmış. Yolculuk İbrahim’in mirası inanç, misafirperverlik ve saygı içinde geçecekmiş. Çok sayıda yolcu İbrahim Yolu’nun bazı bölümlerini ya da tamamını haritaların veya yol boyunca görülen işaretlerin rehberliğinde yürüyecekmiş. Bundan daha fazlası ise güzergâhı arabalarla ve otobüsle kat edecekmiş. Yol boyunca bulunan topluluklar içindeki okullar ve aileler ise bunu bir eğlence ve eğitim kaynağı olarak kullanacaklarmış. Projenin ilk desteği Rockefeller Vakfı gibi pek çok ilginç kuruluşlar tarafından ve finansı Brezilya, Fransa, Hollanda, İtalya, Suriye, Türkiye, Ürdün, Pakistan, İngiltere ve ABD’deki bireyler, organizasyonlar ve vakıflar tarafından sağlanacakmış. Proje bunların yanında ABD eski başkanı Jimmy Carter ve bu çalışmaları ‘ortak hac’ olarak değerlendiren Dalai Lama tarafından da desteklenmekteymiş.

Kur'an'da bakınız Rabbimiz bize ne diyor:
"Yoksa siz, 'İbrahim de İsmail de İshak da Yakup da torunları da hep Yahudi veya Hıristiyan idiler' mi diyorsunuz?
De ki, 'Siz mi daha iyi bileceksiniz, yoksa Allah mı?
Allah'ın şahitlik ettiği bir gerçeği bilerek gizleyenlerden daha zalim kim olabilir?
Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.' " [Bakara 140]

"İbrahim, ne Yahudi ne de Hıristiyandı; ancak o, lekesiz bir Müslümandı
ve Allah'a ortak koşanlardan da olmamıştır." [Ali İmran 67]

Bu girişimle ilgili yapılan toplantıya görevleri icabı katılan bütün yöneticilerimizin; vatanımızın bölünmezliği, ülkemizin bağımsızlığı ve milletimizin inançları konusunda titiz ve feraset sahibi olduklarına inanmaktayız. Bu güvenle bu projenin de önceki benzerleri gibi tarihin çöp sepetine atılacağını göreceğimizi umuyoruz…
Biz Şanlıurfalılar, Hz. İbrahim(as)’ın yolunun İslam yolu olduğuna ve Mekke’ye gittiğine inanırız. Kıblemizi ne turizm uğruna ne ekonomik gelişmeler uğruna ne de uluslararası misyonerlik stratejilerine oyuncak olmak uğruna değiştiremeyiz. Ayrıca; hak dinin İslam olduğuna inanırız. Peygamberimiz Hz. Muhammet (as)’dan önce İslam dinini öğreten peygamberlere de iman etmekle birlikte onların öğretilerinin zamanla değiştirildiğini ve Peygamberimiz (as) dan sonra artık hükümsüz olduğuna inanırız. Hak dinin sadece İslam olduğuna iman ederiz. ’İbrahimi dinler’ ve ‘Üç büyük din’ gibi hayali iddialarından yola çıkarak, Hristiyanlık ve Yahudilik adlarıyla o peygamberlere bu gün kendini müntesip sananların da batıl yolda oyalandıklarını biliriz. Hele hele Hz. İbrahim ile ne ilgisi varsa, Budist felsefe üzerine doktora yapan Tibet’in ruhani lideri putperest Dalai Lama tarafından da desteklenmesine de sadece tebessüm ediyoruz…
“Birlik”, “inanç” ve “misafirperverlik” sloganları eşliğinde amaçlarını “Ortadoğu’da bir yol açmak, Urfa’dan Kudüs’e giderek ortak hac yapmak, Peygamberin ayak izlerini takip etmek ve saygıyı adım adım yaymak” olarak deklare edenlerin asıl niyetlerinin vatanımızı parçalamak, ülkemizi sömürgeleştirmek ve milletimizin inanç değerlerini sulandırmak olduğunu bu güne kadar yaşadığımız benzeri örnekleriyle apaçık görmekteyiz…
Müslümanlar itikadi zeminde kendisini bir hristiyan veya yahudinin yerine koymayacak kadar akıllıdır. Bu anlamda bakılabilecek ’Dinlerarası Diyalog’ veya ‘Medeniyetler Buluşması’nın bir bilinç kaymasına yol açabileceği uyarısının da dikkate alınması gerekmektedir.

Hiç yorum yok: