17 Ekim 2007 Çarşamba

ANADOLU İNSANI NASIL BİR CUMHURBAŞKANI ARZULUYOR

2007 Mayısında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının ülkemizde tarihi bir dönüm noktası olacağı görülüyor. Mevcut yasal düzenlemelerde Cumhurbaşkanını halkın temsilcilerinin belirlemesi gerekmektedir. Ama malum çevreler bundan öncekilerde olduğu gibi bu seçimlerde de alışılan senaryolarını hemen uygulamaya başlamışlardır. İlk kozları olan irtica haberlerini kaynatmaları aylar öncesinden başladı bile. Ülkemiz ne zaman siyasi ve ekonomik istikrara kavuşsa veya ülkenin geleceğini ilgilendiren önemli kararlar alınmaya kalkılsa belirli birimlerin ‘irtica var, laik devlet yapısı tehlikeye girmektedir’ söylemleriyle gerginlik yaratması ve bu yöndeki çıkışları mütedeyyin Müslümanları derinden üzmekte ve sarsmaktadır. Aslında bunlar şunu demeye getiriyorlar: ”Koruyucu seçkin efendilerden onay almadan hiç kimse Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamaz. Bizi aşarda oturursa Çankaya’da rahat edemeyecektir. İstikrarsızlığa sebep olacaktır. Ülkeyi karanlığa sürükleyecektir.” Bu tehditleri yayanların başında gelenlerden biri olan medya bu korku ve baskı senaryolarını her gün sayfalarına ve ekranlarına taşıyıp duruyor.
Bu güne kadar uygulanan bu senaryolar gereği Anadolu insanını yöneten Cumhurbaşkanları sanki seçimle değil de adeta atamayla gelmişlerdir. Bunun sonucu da malum, neredeyse birbirimizin dilini bile anlayamayacak kadar uzakta kalmaktır başımıza gelen. Anadolu insanı buna bir dur demenin zamanının geldiğini düşünüyor artık. Anadolu insanı; halkımızın/ülkemizin değerlerini ve inançlarını taşıyabilecek, milleti ile devletini kucaklaştıracak bir kişinin Cumhurbaşkanı olmasını arzuluyor. Cumhurbaşkanını bugünkü TBMM üyelerinin tartışmasız seçmesini arzuluyor. Yeni Cumhurbaşkanının da sadece merhum Turgut Özal’da görebildiği gibi rejimin yüzde yüz istek ve arzularına göre hareket etmemesini arzu ediyor. Bu ülkede gerçek demokrasi ve gerçek bağımsızlık varsa yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde neden bu kadar iç ve dış müdahalenin yapıldığının sebeplerini anlamayı arzu ediyor. İç ve dış müdahalelere karşı AKP, DYP, MHP, ANAP, SP gibi partilerin ortak hareket birliği oluşturarak devletle milleti kucaklaştıracak, Anadolu insanının ruh yapısını devlete taşıyacak ve onu yaşatacak bir Cumhurbaşkanı seçmesini arzu ediyor. ‘Milletin devlet için’ değil ‘devletin millet için’ olduğu kavramını geliştiren; devletin de efendisinin ‘millet’ olduğunu hayat biçimi olarak algılayan bir Cumhurbaşkanını arzuluyor. Seçim sürecinde ve bu parlamentonun seçeceği Cumhurbaşkanına karşı hiçbir dış ve iç saldırının ve provokasyonun olmamasını ve ülkemiz insanlarının huzursuz edilmemesini arzu ediyor. Yeni Cumhurbaşkanının inançlı biri olmasını, halkın devletiyle kucaklaşmasına vesile olmasını, devletle milletin önünü açmasını, bu güne kadar aşılamayan yargı, bürokrasi gibi bir çok kurumun da aşılabilmesini arzu ediyor. Yeni Cumhurbaşkanıyla kurumlarımızın, ülkemizin bağımsızlığı noktasında daha berraklaşmasını, dış güçlere karşı daha fazla direnebilir hale gelmesini arzu ediyor.
Halkımızın arzuladığı bir Cumhurbaşkanı sadece Cumhurbaşkanlığı koltuğuna değil, halkımızın gönlüne de taht kuracaktır…

Hiç yorum yok: